Genel

Türkiye’de Şifalı Bitkiler

Türkiye, şifalı bitkiler konusunda dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Ve aynı zamanda birçok bitkinin gen merkezidir. Ülkemizin florasında 10.000 üzerinde bitki çeşidi mevcuttur. Ve en güzeli ise 3.000 kadar bitkimizin endemik olması yani Türkiye’ye has olmasıdır. Ve bu konuda bize düşen ise bu değerlerin kıymetini bilmek, onlara hakkıyla sahip çıkmaktır.

Ülkemizde 500 tıbbı bitki türü gıda, kozmetik ve ilaç için kullanılmaktadır. Bu bitkilerin birçoğu doğadan toplanmakta ve bir kısmı ise ithal edilmekte ya da tarımı yapılmaktadır.

Yeryüzünde bir çok şifalı bitki türü bulunmakta. Bundan dolayı dünyada bitkiler için ortak kullanılan tek bir Latince ismi bulunur. Bundan dolayı şifalı bitkilerin Latince isminin bilinmesi önemlidir. Çünkü bitki isimleri yöreden yöreye büyük farklılıklar gösterir. Bu farklılığı ortadan kaldırmak için, bitkilerde ortak bir dilin olması özellikle araştırma yapmak istediğinizde büyük önem arz eder.

Bir bitkinin nasıl şifa verdiğini bilmek her zaman bizlerin merak konusu olmuştur. Birçok bilgiye deneme yanılma yoluyla ulaşıldığına inanılır. Bazı düşünürler de şifalı bitkiler ile bilgilere, tevafuken ulaşıldığına inanır. Ama birçok bitki bilimci ise onları hakkıyla dinlediğimizde bitkilerin dilinden anlayabileceğimizi söyler. Tabii buradaki konuşma zahiri değildir, kavrama anlamında kullanılmıştır. Mesela Hz. Süleyman’ın her sabah kalktığında Mescid-i Aksa’nın bahçesinde yetişen bitkilerle konuşurmuş, onlara adını ve faydasını sorduğunda, her bitki ismini, ne iş yaptığını söylermiş.

Bugün de bitkilerin şifası ile ilgili günümüzde hala kabul gören “İşaretler ve imzalar doktrini” teorisi doğayı okuma üzerine bir yaklaşım biçim olduğuna inanılır.

Bir bitki hangi organa benziyorsa o organa iyi geleceği ve bitkilerin dışının içini yansıttığı düşünülmüştür.

Buna göre şifalı bitkilerin rengi, şekli, kokusu, yetiştiği alanın özelliklerine göre insanda bulununan sıkıntılara karşı yardımcı olduğuna inanılır. Bitkinin rengi ile bir organın rengi, şifalı bitkinin şekli ile organın şekli, bitkinin yetiştiği alan özellikleri ile hastalık benzetilir. Mesela beyine benzeyen bir bitkinin beyin fonksiyonlarını geliştirdiğine inanılır. Bu durumda hepimizin aklına ilk gelen cevizdir.

Ökse otu çok azımız biliriz ama, kansere karşı kullanılan bir ilaç bu bitkiden elde edilmektedir. Yol kenarlarında armut, söğüt, çam ağaçlarının tepelerinde, zayıf dalları olan ur benzeri dokular üzerinde büyür. Ökse otunun bu benzerliğinden dolayı kanser arasında bir benzerlik kurulmuştur. Kanser tümörleri ile ağaç üzerindeki tümöre benzer dokularla, ağacın zayıf dalları ile kanserden muzdarip ve zayıf düşen insanlar benzetilmiştir.

Yaprak ve meyveleri tedavi amaçla kullanılan yaban mersininin meyvesi ile gözümüz arasında bir benzerlik kurulmuştur. Bu benzerlikten sonra göz hastalıklarından kullanılmıştır. Mesela göz tansiyonu, göz yorgunluğuna karşı etkisi, yapılan çalışmalarla desteklendiği söylenir.
Meyveleri kalbe benzetilen alıç şifalı bitkisinin çiçek, yaprak ve meyvelerinin kalp koruyucu ve güçlendirici olarak kullanılmasını destekler.

Renklerdeki benzerlikler de ise sarı rengin safra ile bağdaştırılmasıdır. Karahindiba çiçekleri sarıdır ve karaciğer güçlendirici olarak kullanılır.

Mavi rengi taşıyan çiçekler ise genellikle sinir ve görme duyusu üzerine etkilidir. Yaban mersini en güzel örnektir.

Yeşil dolaşım sisteminin rengidir. Ve bütün yeşil sebzeler bizim için hayati önem taşır. Isırgan otu burada büyük rol oynar.

Mor sakinlik ve huzur veren yapısı ile lavanta ve karabaş otu bu grubun bitkileridir.

Kırmızı ise kanın rengidir, ateşi düşürmek için kullanılır. Hibiskus, gül, kuşburnu bu grupta yazılabilir.

Bitkilerle ilgili tarihten bu yana yazılmış birçok kaynak mevcuttur. Hatta bazıları masal tadındadır. Ancak bu yazılar göz ardı edilmemiş, doğru mudur diye düşünülürken, yazılmış bu kaynaklardan yola çıkılarak insan sağlığına yardımcı olan reçeteler geliştirilmiştir ve bu yazılar hâlâ değerlendirilmektedir.

Mukaddes Aytekin
Tıbbi ve aromatik bitkiler