Öksürük otu, bilimsel adıyla Tussilago farfara L, bileşikgiller familyasından bir bitkidir. Kökeni Orta Asya’ya dayanan bu bitki, Avrupa ve Kuzey Afrika’da da yaygın olarak bulunur.
Öksürük otu en az 2000 yıldır tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır. Eski Yunanlılar bu bitkiyi astım tedavisinde kullanılmaktadır. Ortaçağ Avrupası’nda, öksürük otunun köklerinden ya da yapraklarından yapılan çaylar öksürüğe, ses kısıklığına, bronş enfeksiyonlarına ve idrar yolu rahatsızlıklarına devaydı ve bağırsak kurtlarını atmakta işe yaramıştır. Ateş düşürmek ve bağırsak rahatsızlıklarını yatıştırmak için de kullanılmıştır. 1600’lü yıllarda, taze öksürük otu yaprakları lapa haline getirilerek vücuttaki şişmiş bölgelere, ağrıyan eklemlere, kramp giren kaslara, kaşıntılara, yaralara ve diğer vücut tahrişlerine uygulanılmıştır (1).
Yaprakları sarmaşığa benzer ancak daha büyüktür, aynı kökten altı beyaz, üstü yeşil renkli gövdeler çıkar. Gövde bir karış uzunluğundadır ve ilkbaharda açan solgun bir çiçek taşır. Çiçek ve gövde uzun süre kalmaz ve bu nedenle bazı insanlar bitkinin gövdesiz ve çiçeksiz olduğunu sanır. Kök incedir. Sulak alanların civarında görülür. Yaprakları dövülerek balla uygulanırsa yılancık ve tüm iltihapları tedavi eder. Kurutularak yakılırsa dumanı solunursa öksürük ve nefes darlığına iyi gelir. Bu ayrıca göğüsteki apselere de iyi gelir. Hidromelle kaynatılırsa ölü cenini dışarı çeker.
Çiçek tomurcukları ve genç çiçekler çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Salatalara tat vermesi için konulmuştur. Yapraklar çorbalara eklenmektedir. Yaprak ve çiçekleri kurutularak çay elde edilmektedir.(2)
Çoğunlukla bitkinin kökü ve yaprakları kullanılır. Çay, tentür, ekstre veya kurutulmuş yaprakları çiğnemek gibi çeşitli şekillerde tüketilebilir. Öksürük otunun içerdiği mukilajlar, özellikle boğazı kaplayarak tahrişi azaltmaya ve öksürüğü hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca anti-inflamatuar ve antioksidan özelliklere sahip olduğu düşünülür. Bununla birlikte, öksürük otu kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir, çünkü bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara veya diğer yan etkilere neden olabilir.
Öksürük otu çayı, öksürük, boğaz tahrişi ve balgamı hafifletmek için kullanılan doğal bir çaydır. Bu çayı hazırlamak için genellikle öksürük otu kökü veya yaprakları kullanılır. İşte öksürük otu çayı yapımı için basit bir tarif:
Malzemeler:
- 1 ila 2 çay kaşığı kuru öksürük otu yaprağı veya kökü
- 1 bardak su
- Bal veya limon (isteğe bağlı)
Yapılışı:
- Bir cezveye veya küçük bir tencereye suyu koyun ve kaynatın.
- Kaynamış suyun içine öksürük otu yaprağı veya kökünü ekleyin.
- Suyu kısık ateşte 5 ila 10 dakika kaynatın. Bu süre içinde bitkinin özlerinin suya geçmesi ve çayın aromasının ve faydalı bileşenlerinin çıkması için bekleyin.
- Kaynatma işlemi tamamlandıktan sonra, çayı ocaktan alın ve birkaç dakika dinlendirin.
- Çayı süzün ve isteğe bağlı olarak bal veya limon ile tatlandırın.
- Sıcak veya ılık olarak servis yapın.
Bu çayı günde birkaç kez içebilirsiniz. Ancak, öksürük otu çayını düzenli olarak içmeden önce bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir, özellikle de sürekli tıbbi tedavi alanlar veya herhangi bir sağlık sorunu olanlar için.
(1) https://www.ankara.bel.tr/files/6315/6647/2654/KSRK_OTU__29.07.2019.pdf
(2) https://kocaelibitkileri.com/tussilago-farfara/